Dikkat ! Bu site yoğun miktarda kültür-sanat içerir.
e-mail:kulturcoo@gmail.com

Ehliyet sınavına hazırlık soruları

Google'ın Derebeylik Oyunu Ingress

Öncelikle belirtmek gerekir; gerçek harita üzerinden oynanan, sevdiğimiz, sürekli takıldığımız yerlerin, hatta belki de kendi evimizin bile önemli bir rol alabileceği bir oyun olarak ingress, oyunun senaryosunu gerçek hayatla bütünleştirme bakımından gerçekten çok başarılı. Ayrıca Google’ın bu oyunu Google Maps’ı optimize etmek için çıkarması ve bu sırada oyuncuların lokasyon bazlı kullanıcı profillerinden bir veri bankası toplaması gerçekten dahice bir girişim. 
Bir “enlightened” oyuncusu olarak yaşadığım deneyimler oldukça ilginç ve bir o kadar da keyif vericiydi. Oyunda portal ele geçirmek için hayatımda hiç gitmediğim ve bilmediğim yerlere adım attım. Özellikle Sirkeci ve Maltepe semtlerinde hiç bilmediim yeni tarihi yerler keşfettim. Ayrıca o portalları alabilmek için tamamen o yapının yanına gitmem gerektiği için o yapının da içine kadar girmiş oldum. Kısacası oyunu oynarken siz aynı zamanda bir turistsiniz. Hatta portal almaya çalışırken önünüze eğilmiş oyuna odaklanmışken birden bire o portalı almaya çalışan başka bir oyuncuyla çarpışma ihtimaliniz çok yüksek! Hem de bu kişi “resistance” grubundan ise silahlar çekiliyor… Bir diğer özelliği ise oynayan kişi için gerçek bir spor sebebi. Yok şu kadar metre kaldı yok bu kadar metre var derken bir bakmışsınız kilometreler yapmışsınız. Zaten oyuncu profilinde kaç km yürüdüğünüzü gösteriyor. Oraya baktığımız zaman gerçekten bu kadar yürüdünüz mü diye kendinize sormadan edemezsiniz. Ancak şunu da belirtmek gerekir, Ingress tam bir zaman hırsızı. Şuraya gelmişken dur burayı da alayım derken bir bakmışsınız hava kararmaya başlamış, taksiler gece tarifesini açmış bile! Gerçekten cidd anlamda insanın vaktinden alıyor, bu nedenle Ingress aslında boş adam seviyor. Günlük plan içerisinde yaşayan ve planlı hareket eden birisinin oyunda kendini geliştirmesi imkânsız. Sadece yol üstünden gittiği yerlerde ele geçirecek portal var ise, onlarda çok güçlü adamların elinde değil ise ele geçirme olasılığınız var. 
Güçten bahsetmişken, oyunda seviye atlamak da buna bağlı. Yani eğer oyun için zaman ayırır ve tüm İstanbul’u dolaşmayı göze alırsanız eğer, bulunduğunuz takımda seçkin bir asker olmayı başarırsınız. Ancak sadece yolda denk gelen portallar ile yetinirseniz, işiniz gerçekten zor. Level 3 sonrasına geçmeniz hayal gibi bir şey olur. Ama insanda ilginç bir hırs ve mücadele duygusu da uyanmıyor değil. Dünya çapınca oynanan bir oyunda 2 dişli takımdan birisine üyesiniz ve işgal ettiğiniz yerler sizin renginizi alıyor. Sadece bu görüntü bile sizin egonuzu okşamaya yeterli. Kendinizi o takımın parçası olarak hissetmek ve katkıda bulunduğunuzu bilip o bölgeyi sahiplenme duygusuna kapılmak gerçekten insanda inanılmaz bir haz oluşturuyor. Bundan kesinlikle eminim, birinci seviyede ilk defa portal alan bir oyuncu telefonda screen shot alıp grubuyla paylaşıp altına “ bu bölge bizim!” diye thug life tribine girmesi kaçınılmaz. Bu nedenle oyunun oynayan kişi üstünde oluşturduğu psikolojik etki de gerçekten mükemmel etkili. Kısacası, oyun sayesinde veri toplayan Google memnun, gerçek harita üzerinde oyunun tadını çıkaran oyuncular da memnun…


                                                                                                Furkan ÖZDEMİR

Başlangıçlar

Laf Salatasi-Bolum 1/Sahne 1



Başlangıçlar her zaman işlevsel olmayabilir, en azından asıl amaca hizmet etmedikleri bilinen yıkıcı bir gerçek. Başlangıçları bu kadar popüler ve karşı konulamaz yapan şey, başlangıç yapabilme fikrindeki saf güzellik olmalı. Bir şeyleri değiştirebileceğine inanma veya çevresi ve kendi için başka kavramları doldurur olma halidir belki insanı rehabilite eden.
Yeni yılın ilk günü ya da içinde bulunulan yılın son günü, doğum günü, ayrılık ertesi Başlangıç yapmak için altın değil ama en azından bir gümüş tepside sunulan çıkış yollarıdır. Ben de 1 trilyonuncu başlangıcımı yapıyorum. Başlangıç yapmaktan sıkılmış olmama rağmen, inandırıcılığı, ilk günkü cazibesi ve diri vücudu olmamasına rağmen yine de sıcak bir temassızlık-elde edememişlik fikri- "Başlangıçtan kaçamazsın." dedirtiyor. Kişisel yolculuğumuz yine başlıyor o halde, tekrarlanmak koşulu ile yenilikler sorgulanıyor. Hepimiz, hoş geldik.

Gizem CEVIZLI

Black Sails

Yıllardır Amerika'yı keşfeden o "havalı" imparatorlukların kolonileşme ve ticarete hakim olma hikayelerini dinledik, kitaplarda okuduk. İmparatorlukların deniz korsanlarına karşı olan kahramanlık hikayelerini dinlemekten bir hal olduk. Peki hiç korsanların açısından baktık mı bunca tarihi olaya? Korsan dediğimiz o kanun kaçağı, vatan haini ilan edilen insanların nasıl hayata tutundukları ve nasıl bir yaşama sahip olduklarını asla doğru düzgüm şekilde öğrenemedik. Ta ki bu muhteşem dizi ortaya çıkana kadar. Black Sails ile tamamen Atlantik Okyanusu'nda ki korsanların hayatına ve maceralarına bizzat eşlik edeceksiniz. Dizi imparatorlukların arasında sıkışmış olan bu insanların muhteşem mücadelesini inanılmaz bir senaryo ile izleyiciye aktarmayı başarmış.


Başarılı oyuncu performansları, harika kurgu, müthiş prodüksiyon, kaliteli efekt, tarihi bir konuyu ele alan tüm televizyon yapımlarında olmazsa olmazların hepsi bu dizide mevcut. Başrol korsanımız olan Captain Flint, açık denizlerde imparatorlukların ve diğer denizcilerin korkulu rüyası haline gelmiş durumda. Günümüzde Bahamalar'ın başkenti olan, o zamanda İngilterenin kaybettiği ve bir korsan kıyı kolonisi haline gelen Nassau'da, Captain Flint ile can düşmanı Charles Vayne'in tayfası arasında süren ada hakimiyetini ele geçirmeleri dizinin şuanda başlıca konularından birisi. Bir diğer konusu ise; Nassau Limanı'nda yağmalanan malları illegal durumdan legal bir hale getirerek üzerinden kâr yapmayı amaç edinmiş bir hanımımız var. Eleanor Guthrie. Korsanlarımız ticaret gemilerini yağmalayarak ( özellikle altından dolayı İspanyol ticaret gemilerini) Eleanor üzerinden iki taraflı çıkar ilişkisiyle sistemli bir gelir kapısı edinmişler. Senaryo bu kadar anlamlı ve güzelken insanın kendini diziye kaptırmaması elinde değil...


Gelelim bir dizinin kimliği olabilecek niteklikte olan bir diğer özelliğe. Müzik!  Dizinin kendisini iki kat daha keyifli hale getiren müzikleri tam anlamıyla dönemin ruhunıu yaşatıyor izleyiciye. Zaten kullanılan çalgılar o döneme ait olan ve en yaygın kullanılan müzik aletlerinden oluşuyor. Kendinizi o savaş sahnesininde içinde bulmanızı sağlıcak derecede başarılı çalışmalar olmuş. Kısacası dizi, izleyeni hayran bıraktıran, izleyen kişinin başkasına bu dizi hakkında bahsetme gerekliliği hissetmesine neden olucak derecede başarılı bir yapım. Micheal Bay'a bu harika dizi için teşekkür ediyoruz. "Ahoy!" diyerek sizinde kendinizi bu maceranın içinde bulmanız an meselesi... 



                                                                                                             Furkan ÖZDEMİR

Bir Ankara Polisiyesi: Behzat Ç

Ben iyi bir adam olamadım. Ama kimsenin de adamı olmadım. Hep doğru bildiğim yolda yürüdüm. Ama bugün siz beni yoldan çıkardınız. Kendi yolunuza soktunuz. Bana kendimden utanmayı öğrettiniz. Vicdanımı kirletiniz. Bana bu ödülü o çeteyi çökerttiğim için vermediniz, bana bu ödülü o katili serbest bıraktığım için verdiniz.

Behzat Ç, Türk televizyon tarihinin en farklı polisiyesi. Yayınlanmaya başladığı tarihlerde Arka Sokaklar, Adanalı gibi dizileri izlemek zorunda bırakılan izleyiciye, çölde bir vaha gibi gelmişti. Türk halkına Ankaralı gibi konuşmayı öğretti. Günümüzde ''la'' ''bebe'' gibi sözcükler artık sadece Ankaraya özgü değil. Yine izleyicilerine Ankaragücü ve Gençlerbirliği'ni öğreten bir diziydi. Eminim birçok Ankaralı bu dizinin sonucunda şehrinin takımını tutmaya başlamıştır.

Behzat Ç sıkı bir Gençlerbirliği taraftarı idi.

Behzat Ç, cinayet büroda bir amirdir. Onu diğerlerinden farklı kılan sivri dili nedeniyle sınıf arkadaşları gibi yükselememiş aksine sürekli işinden kovulma riskiyle karşı karşıyadır. Sokakta gördüğümüz polislere benzemez amirim !. Sabah kahvaltısında viski içer ve birası yanından hiç eksik olmazdı. Tam bir Türk babası olan behzat amirim, kızını, abisini, eşini, ekibini sevdiğini belli etmez ancak içten içe onları korur ve sever. Behzat amirimden bahsetmişken tesbihinden bahsetmemek olmaz, milyonlar onun sayesinde tesbih çekmeye başladığını söylemek sanırım yanlış olmaz.


 Zaten bir kadın sevmiyorsa, seviyorum demez. Sevdiği zaman, sevmiyorum dediği olmuştur ama o konuyu kafana takma sen. Lise yıllarımın en okkalı sözüydü bu. Seviyor muydu acaba ? Sevmiyorum demişti halbuki. Neyse kafana takma sen!

Hele bir 78.bölüm gerçeği vardı ki, tam bir monolog. Bölümün tamamı bir gecede geçiyor ve ekip akbabuş'un evinde sırlarını anlatıyor. Rakılar, küfürler, anılar. Tam bir efsane..




Behzat Ç. için ne desek az, amirim benim için aşkın, dostluğun, abiliğin, adamlığın bir simgesidir. Bir pazar günü açın ve en baştan izleyin derim.
Behzat Ç. replikleri için.

14 Maddede Türkiye'nin en samimi dizisi.

Eren Akdoğan

Bir Osmanlı Polisiyesi: Filinta


TRT'nin Osmanlı dönemini yansıttığı ikinci yapıtı olan Filinta, 19. yüzyıl Osmanlısını en ince detaylarına kadar anlatıyor. Yayımlanmaya başlamadan neredeyse her bilboarlarda, otobüs duraklarında afişini gördüğümüz Filinta bana göre beklentileri karşılamış durumda.

Gerek stüdyosu gerekse görsel efektleriyle oldukça dikkat çeken bir yapıt olan Filintanın, ilk bölümünün yönetmenliğini kendisini Lost ve Prison Break'den tanıdığımız Bobby Roth yaptı.

Dizinin konusuna gelirsek, Filinta Mustafa adlı ana karakterin, Osmanlı dönemlerinde geçen olayları irdeleyerek, suçluları bulması, gizemi çözmesi ve zekasını ustaca kullanması konu ediniyor. Dizi Sultan Abdulmecid zamanında geçmektedir. Dizide Osmanlı gücünü yitirmiş, İngilizlerin ve Fransızların entrikaları altında kaldığını görmek mümkün.

Kadı Gıyaseddin'nin adaleti, Filinta Mustafanın cesareti ve dönemin saray entrikalarının sizinde ilginizi çekeceğinden eminim.

Şimdi izleyeceğiniz videoda Osmanlı döneminin adaletini, Kuran'a bağlılığını görebilirsiniz. Salı günü saat 20.00'da Filinta'yı izleyebilirsiniz.


Eren Akdoğan


Bu sitenin hakları Da Vincinin şifreleriyle aynı odada saklanmaktadır. ®